16 Kasım 2012 Cuma

Teşekkürler Dt. Mine Kahveci

Uzun zamandır dişlerimi doktora göstermeyi düşünüyordum ve en az iki tane kanal tedavisi olacak dişimden emindim. Nitekim miskinliği yenip 75. Yıl Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nden MHRS ile randevu aldım. Doktorumuzu kendimiz seçecekmişiz ve ben hiç kimseyi tanımıyorum. Seçerken öncelik olarak kadın olmasını istedim zira elleri daha küçük olduğu için ağız içinde daha rahat çalışabilirler diye düşündüm. Sonra isimlere bakmaya başladım. Ablamın ismi olması ve "Emine veya Mina"dan türediğini düşünmeme rağmen dişin en üst tabakası olması hasebiyle isimler arasından Dt. Mine Kahveci'yi seçtim. Perşembe sabahı Katıhal Fiziği dersi yapmayacağından 08.11.2012 sabah saat 9'a aldım randevuyu...

İlk gün...


Çok çabuk geçen iki günün ardından perşembe sabahı oldu ve hastaneye girişimi yaptırdıktan sonra 2. kata 202 nolu kliniğe kağıtlarımı verdim ve bir süre sonra beni çağırdılar. İlk defa karşılaştık orada Dt. Mine Kahveci ile... "Yaşın gençmiş ama ağzına hiç iyi bakmamışsın." dedi. Panoramik röntgen çekiminin ardından iki adet kanal tedavimin olacağını söyledi. Bunlardan biri 36 numaralı 3 kanallı azı dişi ve diğeri hemen üstünde 25 numaralı çift kanallı dişim. Dişlerimi fırçaladığımı ve hatta diş ipi kullandığımı söylediğimde biraz şaşırdı ve "geldiğinde diş ipini de getir gösteriyim nasıl kullanacağını" dedi, 14 ve 15 Kasım saat 15'e randevularımı aldım.

İkinci gün...


Sağlık Fiziği hocası haftaya sınav yapacağı için o günkü dersi 1 saat yaptı ve ben randevuya erken gitme fırsatı buldum. Sakallarım biraz uzamıştı ve eldiven arasından doktorun ellerine batıp rahatsız etmesin diye eve gelip tıraş oldum. 15 dakika önceden oturdum dişçi koltuğuna... Anestezi, parçalama, sinirleri kesme, falan filan... (falan filan diyerek küçümsemiyorum, bana göre çok ciddi bir ameliyat) Bu arada Mine Abla anestezi etkisini gösterene kadar diş taşlarımı temizledi ve ben çok mutlu oldum ki kendimi bildim bileli diş taşı doludur ağzım.

Mine Abla dişimle uğraşırken şakalar ve espriler de yapıyordu. Ben ağzımı açabildiğim kadar açıyor ve Mine Ablanın "Gözlerin çok sağlam ama dişler gitmiş, 10 yıl sonra dökülür bu dişler, o bıyıklarla da kapatamazsın" deyişiyle bir yandan da gülüyorum. İşini bir saat içinde bitirdi ve bitirirken, "işin bu kadar kolay ve çabuk olması senin ağzını iyi açmış olman, dişlerine iyi bakmamışsın ama ağzını iyi açıyorsun" dedi ve beni yine güldürdü orada... Etraftaki çalışanlara da takılarak eğlenceli saatler geçirmemi sağladı. Ertesi gün görüşmek üzere vedalaştık ve saat 15'te toplantısı olduğu için elimden geldiğince erken gelmemi istedi.

Ertesi gün...


Nanoteknolojiye Giriş dersinde ikinci dersi uzun mu kısa mı yapacağını Şadan Hocaya sordum ve net cevap alamadığım için imzamı atıp çıktım. Sonrasında öğrendim ki yarım saat ders yapıp bırakmış, neyse... Ben de eve gelirken Mine Abla'ya memnuniyetimi göstermek için yarım kilo baklava aldım. Tedaviden sonra çok konuşamadığım için teşekkürlerimi ileteceğim bir not koymak istedim poşetin içine... Nihayetinde hatırladığım kadarıyla şöyle yazdım:

Mine Abla herşey için çok teşekkür ederim. 
Kendimi bildim bileli (8 yaş civarı) ağzım diştaşı dolu. Bir aralar uzun süre günde 4 defa dişlerimi fırçalayarak görünür bölgelerdeki diş taşlarını yok etmeyi başarmıştım.
Tedavinin çabuk bitmesini ağzımı iyi açtığıma bağlamıştınız. 
Aslında bana göre çabuk bitmesi sizin kabiliyetinizden...
Çok neşeli birisiniz. Hayat enerjinizi hiç kaybetmeyiniz.
İş hayatınızda başarılar, sosyal hayatta da sağlık ve mutluluklar dilerim.
Samanlıkta kediler
Miyav miyav dediler
Daha yazacaktım ama
Kalemimi yediler :)
saygı ve sevgi ile, 
hilmi canat 15 Kasım 2012

Teşekkür yazısı hatıra defterine dönmüştü bir anda :) Tabi bir daha görüşmeyeceğimizi düşündüğüm için rahattım.

Ben 45 dakika önceden gittim hastaneye ve verdim içeriye kağıdımı, başladım beklemeye... Nitekim saat 15 oldu ve çağırdılar beni... Mine Abla "Sen elinden geleni yaptın ama..." diyerek işlerinin çok olduğunu söylemek istedi. Hediyemi verdim ve Mine Abla bunu üzerine "teşekkür ederim zahmet etmişsin, o zaman bugün acıtmayım canını" dedi. İki kanallı diş olduğu için işin kısa sürmesini beklerken bir de baktı ki yandaki diş de (26 numaralı) kanala gitmiş. Oldu mu sana 4 kanal? Neyse başladık biz işlemlere ve bir saatin sonunda iş bitti. İş bitti ama sadece o günlük... Demesin mi bana bir daha gel diye? Ertesi gün saat 15'e bir randevu daha verdi.

Bu benim planımda yoktu. Yazdığım o notu düşündükçe zaten gülme geliyor bana... Yarın ne yüzle çıkacaktım karşısına? Yaptığım ayıp bişey değil ama insan heyecanlanıyor ister istemez. Yapacak bişey yok, gidilecek...

Son gün...


Sıkıntılı bir Nükleer Fizik dersinin ardından öğle yemeğine gittim ve durumumu kimseye söylemiyor, aklıma geldikçe yazdıklarım gülüyordum. Bugün de birşeyler alsam mı diye düşündüm ama sonuç olarak almadım. Eve geldim bi tıraş daha oldum ve elimi kolumu sallaya sallaya gittim hastaneye. Saat 15'e 10 vardı ve beni 15 dk sonra çağırdılar. Heyecanla girdim içeriye ve oturdum koltuğa... Mina Abla geldi ve bağırdı "Hilmi'ye bi kalem getirin, kalemi bitmiş" :)) Dedim artık, "teşekkür için yazmıştım ama hatıra defteri gibi oldu." O da uzun süredir böyle bişi olmadığını söyledi ve teşekkür etti. Doldurdu 26 numaralı dişimi ve 45 dakikada halletti işi... 45 dakika sürmesi de başının kalabalık olması; hastalar derdini anlatamıyor, anlattıklarında da yanlışlar var. O yapmıyor siz yapın, şurası yapsın, burası yapsın... Neyse iş bittikten sonra vedalaştık, 6 ayda bir kontrol ettirmemi önerdi.

Son olarak...


Ben muhtaç bir durumda birinin önüne oturuyorum ve bana karşı çok sevecen, cana yakın ve kibar davranılıyor. Bu çok hoş birşey. Benim o tedaviler öyle yada böyle olacaktı. Bi bu türlü olması var bir de rahatsızlığını belli ederek davranmak var. Sonuçta ayırmışım ağzımı oturuyorum önünde ve o görüntüyü kimse görmek istemez. O ikinci kanaldan ötürü kendisinden özür dileyecektim, benim yüzümden toplantıya geç kaldı ve bunu işine ve bana hiç yansıtmadı, bu açıdan da teşekkür edilesi...

Kibar olmak, teşekkür etmek, selam vermek, gülümsemek, saygılı ve sevgili olamak... Bu hareketler insanı ayrıcalıklı ve saygıdeğer yapıyor. Başarabilene ne mutlu...

Son olarak, ağzımda 3 kanal tedavisi, bir dolgu ve diş taşı temizliği ile bayram havası esti.

Teşekkürler DT. MİNE KAHVECİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

O değerli yorumlarınıza ihtiyacım olabilir, güze olur.